Huzuristan Temiz Bilgi Platformu
İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılması sosyal medyada konuşuluyor.
İnternet ortamında birtakım kişilerden duyum alındığı ve 29 Mayıs’ta Başbakan’ın Ayasofya’yı açacağı söyleniyor. Bilginin Ankara’dan geldiği ve kaynağın sağlam olduğu söyleniyor, fakat ne kadar doğru olduğu konusunu tam olarak zaman göstereceğe benziyor.
Peygamber Efendimizin müjdesine nail olan Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayıs 1453’te fethettiği İstanbul’da ilk işlerden biri olarak, Roma İmparatorluğunun en görkemli ibadethanesi Ayasofya’yı camiye dönüştürmüştü ve ilk cuma namazını da kendisi kıldırmıştı.
Tam 477 sene Fethin sembolü olarak müslümanları kucaklayan Ayasofya önce 1930’da restorasyon bahane edilerek ibadete kapatıldı, ardından 24 Kasım 1934’te Bakanlar Kurulu’nun 7/1589 sayılı kararıyla müzeye dönüştürüldü.
O günden bu güne geçen 80 hüzünlü sene, hasretle Müminler’in yolunu gözleyen mahzun Ayasofya’nın bir an önce ibadete açılması bir çok Müslüman’ın beklentisi.
Burdur Bağımsız Milletvekili Dr. Hami Yıldırım’ın “Ayasofya Camii olsun” teklifine AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan’dan geçen günlerde şöyle bir tepki gelmişti:
Turan’ın açıklamaları şöyle;
Millete komplo kuranlarla birlikte hareket eden, AK Parti’den istifasından sonra milli egemenliğin tecelli ettiği TBMM çalışmalarına neredeyse hiç katılmayan bir milletvekilinin, Ayasofya Camii’nin ibadete açılması için Kanun Teklifi vermesi, tabiri caizse rol çalmaktır, takiyye yapmaktır.
Nitekim, 1934 yılında numarası olmayan, Resmi Gazete’de yayımlanmayan, orjinali muhafaza edilmeyen bir ‘Kararname’ ile ibadete kapatılan Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması için yasal bir düzenlemeye kesinlikle ihtiyaç yoktur.
Kadim bir medeniyetten beslenen AK Parti döneminde ibadete açılan Trabzon Ayasofya Camii gibi, İznik Ayasofya Camii gibi, bir çok insanımızın rüyasını süsleyen İstanbul’daki Ayasofya Camii de hiçbir yasal işleme gerek olmaksızın ibadete açılabilecektir.
AK Parti’de olduğu süre içinde, Ayasofya’yı hiç bir istişare ve Grup toplantısında dile getirmeyen malum milletvekilinin söz konusu Kanun Teklifi, adeta istifası nedeniyle kendisine yönelik oluşan büyük tepkiyi azaltmak adına atılmış bir adımdır. Bu tavır, siyasi ahlak ilkeleriyle hiç bir şekilde bağdaşmamaktadır. Samimiyet herşeydir!