Sucul Yaşam Kuşakları

Sucul Yaşam Kuşakları

Sucul yaşam kuşakları biyosferin çok büyük bir kısmını kaplar. Genel olarak suyun kimyasal ve fiziksel özelliklerine göre tatlısu yaşam kuşakları ve denizel yaşam kuşakları olarak ikiye ayrılır. Denizel yaşam kuşaklarında tuz yoğunluğu ortalama % 3’tür, tatlısu yaşam kuşaklarında % 1’den daha azdır. Dünya yüzeyinin % 75’ini kaplayan okyanuslar biyosfer üzerinde etkilidir. Yağışlar, dünyanın iklimi, rüzgârlar gibi birçok olayda okyanusların rolü büyüktür. Ayrıca okyanuslarda yaşayan algler fotosentez yaparak karbondioksitin büyük kısmını tüketirken oksijenin oluşmasına da katkı sağlar. Tatlısu yaşam kuşakları karasal ekosistemlerdeki yaşamın devamında çok önemli rol oynar.

Sucul yaşam kuşakları fiziksel ve kimyasal değişkenlere göre dikey olarak farklı bölgelere ayrılır. Işık suya girdikten sonra, hem su tarafından hem de suyun içindeki organizmalar tarafından emilir. Bundan dolayı da derinlere doğru gidildikçe ışığın şiddeti azalır. Işığın girebildiği kısım ışıklı bölge (fotik zon), ışığın çok az girdiği ya da hiç giremediği daha alt bölgelerse ışıksız bölge (afotik zon) olarak adlandırılır. Sucul yaşam kuşaklarının dip kısmında yer alan, kumdan, organik ve inorganik çökellerden oluşan kısım bentik bölge (bentik zon) olarak adlandırılır. Bentik bölgede yaşayan organizmaların tümüne bentoz adı verilir. Bunların besin kaynağı detritus denen ölü organik maddedir. Detritus, yüzeydeki canlıların ölüp aşağıya doğru düşmesiyle oluşur.

Konuya ait video için tıklayın

sucul-yasam-kusaklari

Sucul yaşam kuşaklarında suyun sıcaklığına göre su içinde farklı tabakalar oluşur. Yüzey suları, daha doğrusu ışığın girebildiği bölgeler, Güneş’ten gelen enerjiyle ısınır. Işığın giremediği daha derin bölgelerse daima soğuktur. Bu iki bölge termoklin adı verilen bir tabakayla birbirinden ayrılır. Tabakalaşma mevsimsel sıcaklık değişikliklerine göre değişir. Ilıman bölgelerdeki göllerde, dipteki suyla üst taraftaki su sonbaharda ve ilkbaharda olmak üzere yılda iki defa karışır. Altüst olma (turnover) adı verilen bu olayda oksijence zengin yüzey suyu dibe, besince zengin olan su da yüzeye gelir. Bu karışma göllerdeki yaşamın devamı için gereklidir. Kış mevsiminde yüzeyi buz tutan gölde, buz tabakasının hemen altındaki suyun sıcaklığı en düşük 0 0C’dir.

Derinlere gidildikçe suyun sıcaklığı artar. Su sıcaklığı dipte genellikle 4-5 0C kadar olur. İlkbaharda yüzeydeki buz tabakası eriyip yüzey suyu sıcaklığı 4 kadar 0C olduğunda buz tabakası aşağı doğru çökmeye başlar. Kış mevsiminde oluşan termoklin tabakası ortadan kalkar. Rüzgârların da etkisiyle oksijence zengin yüzey suyu dibe, besince zengin su yüzeye gelir. Yaz mevsiminde yüzey suyu iyice ısınır. Termoklin tabakası yeniden oluşur ve yüzeydeki sıcak suyla dipteki soğuk su bu tabakayla birbirinden ayrılır. Sonbaharda yüzey suları soğumaya başlar ve bu su dibe doğru çöker. Yüzey donmaya başlayıncaya kadar göl suları birbirine karışır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir